29 Ekim… Türk milletinin yeniden doğuşunun, esarete karşı başkaldırısının simgesidir.
Bu tarih, yüzyıllar boyunca imparatorluk enkazı altında ezilen bir halkın, kaderini kendi eline aldığı gündür.
Cumhuriyet, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Türk milletinin iradesiyle kurulmuş bir halk devrimidir.
Cumhuriyet yalnızca bir yönetim biçimi değildir; *bir duruştur, bir onurdur, bir direniştir!*
Saltanatın zincirlerini kıran, biata, kulluğa, ümmetçiliğe, cehalete “yeter artık!” diyen bir milletin haykırışıdır.
Atatürk’ün önderliğinde bu millet, mandayı da, sarayı da, sultanı da tarihin çöplüğüne gömmüştür.
Bugün hâlâ Cumhuriyet’in temellerine saldıran, Atatürk’ün devrimlerini hedef alan, laiklikten rahatsız olan karanlık odaklar var.
Ama bilsinler ki: *Bu millet bir daha asla padişah istemez!*
Cumhuriyet, bir avuç elitin değil, bu milletin kanıyla yoğrulmuş kutsal bir emanettir.
Biz Türk Gençliği olarak diyoruz ki;
Cumhuriyet’in bir santiminden, Atatürk’ün bir harfinden, bu vatanın bir taşından bile vazgeçmeyiz!
Bu ülkeyi yeniden karanlığa teslim etmek isteyenlere geçit yok!
Çünkü biz biliriz ki; *Atatürk’ün yolundan sapmak vatana ihanettir.*
Cumhuriyet saraylarda değil, cephelerde; yoksul köylünün, Mehmetçiğin, Türk kadınının alın teriyle kuruldu.
Bu aziz miras, hiçbir çıkar grubunun, hiçbir gerici zihniyetin elinde oyuncak edilemez.
Atatürk’ün gençliği ayakta!
Cumhuriyet’e, laikliğe, özgürlüğe sahip çıkmaya ant içmiştir.
Unutmayın:
Bu topraklarda bir kez Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir! denmiştir —
bir daha geri alınamaz!
Yaşasın Cumhuriyet!
Yaşasın Atatürk!
Cumhuriyet Biziz!
