Bugün, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin 87. yıl dönümünde, milletçe bir kez daha saygıyla eğiliyoruz. Ancak her 10 Kasım’da olduğu gibi bu yıl da sadece nutuklarla, sadece birkaç dakikalık saygı duruşlarıyla yetinilirse, bu anmanın bir anlamı kalmaz.

Atatürk’ün mirası, törensel bir alışkanlık değil, bir *milli direniş ruhudur. O, Türk milletine sadece bağımsız bir devlet değil, aynı zamanda **bağımsız düşünen bir millet olma bilincini* kazandırmıştır. Ne yazık ki bugün, bu bilincin içi boşaltılmış, “Atatürkçülük” bir süs cümlesine, bir resmi tören ritüeline indirgenmiştir.

Bugün Atatürk’ün adıyla siyaset yapanlar, O’nun ilke ve devrimlerine en çok zarar verenlerdir.
Cumhuriyet’in kazanımlarını birer birer geriye götürürken, eğitimden adalete, ekonomiden toplumsal ahlaka kadar her alanda çürüme yaşanırken; Atatürk’ün “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” gençliği susturulmak istenmektedir.

Oysa Atatürk’ün bizden beklediği; susmak değil, *uyanmak ve uyandırmaktır.*
Atabey19 Gençlik Kültür Ocakları olarak bizler, Türk gençliğini edilgen bir kalabalık olmaktan çıkarıp, milli benliğinin farkında bir *uyanış nesli* haline getirmek için mücadele ediyoruz.
Bu ülke, hâlâ bağımsızlığını korumak, hâlâ Cumhuriyet’in temel değerlerini yaşatmak zorundadır.

10 Kasım sadece bir yas günü değil; *hesaplaşma günüdür.*
Atatürk’ün ideallerini kimlerin yok saydığını, kimlerin çıkar uğruna unutturduğunu görmek ve buna karşı durma günüdür.

Bu duygu ve düşüncelerle,
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmetle, saygıyla ve mücadele azmiyle anıyorum.

*Ne mutlu Türküm diyene!*

*Mete BÜYÜKMURAT*
Atabey19 Gençlik Kültür Ocakları
*Gaziantep İl Beyi*